VARLIKSAL İLKELER


SUNUŞ
Düşünen her kişi ve toplumun açıkça görebileceği gibi insanlık büyük bir Değişimin sancı ve sarsıntısı içindedir. Maddi ve manevi tüm kurumlar yozlaşma alanları halindedirler. Tüm değerler saflığını yitirmiş durumda ve insan sayısı kadar doğru ve yanlış var. Herkes farklı dili konuşuyor ve kimse kimseyi anlamıyor. Çünkü insanlık kuşku duymadan ortaklaşa başvurabileceği bir BİRLEŞTİRİCİ BİLGİ'ye sahip değil.
İnsanlık bir yandan özüne (ruhuna) ve insan olarak gerçek vazifesinin ne olduğuna ait bilgisizlikten doğan anlayışsızlığının ıstırabını yasarken, öte yandan herhangi bir manevi otoriteye şuurlu olarak bağlı olmadan kendi yolunu kendi seçmek, kendi gerçeklerini yaşamak ve doyuma ulaşmak istiyor.
Bütün İnsanlık her türlü çalkantı ve sarsıntısıyla yeni bir çağa geçmenin hazırlığı içindedir. Çağımız insanlığı ruhsal ve şuursal seviyesi bakımından hızlı bir ilerlemeye tabi tutulmuştur; ancak bunu belirleyecek temel bilgisi eksiktir ve yaptığı yorumlar yetmemektedir. İnsanların kendileri ve dış dünya hakkında sordukları sorulara, her seviyeyi tatmin edecek şekilde cevap verebilecek yeni bir BİLGİ'ye ihtiyaç vardır. Bu nedenle yeni çağ, "Birleştirici BİLGİ ağı" olacaktır.
İnsanlığa eskiyle kıyas edilmesi mümkün olamayan yeni BİLGİ lazımdır. İşte, insanın sadece kendisinden ve yakınlarından değil, herkesten, her şeyden ve Dünyadan da sorumlu olduğunu idrak etmesini sağlayacak evrensel bir BİLGİ'nin, bir Yüce BİLGİ'nin, bu geleceğin her şeyi BİRLEŞTİREN BİLGİ'sinin herkes tarafından bilinir hale geleceği zaman beklenmektedir.
İnsanlar Evrensel'den çok azına sahip oldukları için, kişisel anlayışlarının yegane hakikat olduğunu zannetmekte ve bu nedenle bir türlü aralarında anlaşamamaktadırlar. Dünya barışının kurulmasını engelleyen bu kargaşa, BİRLEŞTİRİCİ BİLGİ'nin ortaya çıkışı ile son bulacaktır.
Bu Bilgi: Hiçbir sembol kullanmaksızın açık, sade ve kesin bir ifadeyle Evrensel İlkeler'i açıklamalı; tüm kutsal kitapların doğrularını ele alarak dinler arasındaki ayırımları ortadan kaldırmalı; din ve bilimi bir bütün haline getirmeli; insan ilişkilerindeki inanca ve zanna dayalı engelleri kaldırmalı ve ayrıca insanların henüz su ana kadar kavrayamadıkları birçok kapsamlı bilgileri de içermelidir.
Yeni BİLGİ dil, din, ırk, cinsiyet, yöre ve ekonomik durum bakımından hiçbir ayırım gözetmeksizin her insanın anlayış düzeyine hitap edebilmelidir.
Yukarıdaki hususları içeren böyle bir Yüce BİLGİ’nin insanlığı aydınlatarak, ona yol gösterme zamanının geldiğine inanıyoruz.
Her ülke gibi Türkiye de insanlığın şuurlanmasına ve uyanmasına asırlarca hizmet etmiştir. Anadolu insanı binlerce yıldır bu misyonunu yerine getirmek maksadıyla çeşitli şekillerde yetiştirilmiş, yönlendirilmiş ve bugünlere hazırlanmıştır. Yüce BİLGİ bu ülkeden doğacak (yayılacak) ve bu Ülke tarafından tüm insanlığa duyurulacaktır.
Dünya insanlığını üstün bir tekâmül sıçrayışına doğru yönlendirecek, mevcut bütün anlayışlarının, zaman içinde Tek Gerçeklik haline getirecek ve böylece tüm insanlığı aydınlatarak ona rehber olacak Yüce BİLGİ'nin insanlığa sunulma zamanı hızla yaklaşmıştır.
Yeni BİLGİ'ye kavuştuktan sonra birlik, beraberlik ve eşitlik ruhunu sevgi, yardım ve dayanışma ile pekiştiren insanlık, içinde bulunduğu derin çıkmaz ve bozgundan kendi kendini kurtarabilecektir. Artık her insan kendini sever gibi her insanı sevmek, komşusu ile geçinir gibi her insanla iyi geçinmek idrakine varacaktır. Bu Vazife duygusu ve anlayışıyladır ki, Dünyaya Ruhsal ve Moral Yasalar hakim olacaktır.
Elinizdeki bu kitapçık, Dernek çalışmalarımızın küçük bir ürünüdür. Amacımız daima dengeli ve doğru olanı aramak, özgürlük, sevgi ve ahenk dolu bir dünyanın yapılanmasına katkıda bulunmaktır.
Kitapçıkta Özetlenen Beş İlke'nin:
-
“Varlığın Birliği İlkesi”,
-
“Varlıksal Eşitlik İlkesi”,
-
“Seçme Özgürlüğü İlkesi”,
-
“Varlıksal İradelerin Çelişmezliği İlkesi” ve
-
“Varlığın Bildiğinden Sorumlu Olduğu İlkesi”
sizlerde yeni ilhamlar uyandıracağına ve bizi daha iyi tanımanıza yardımcı olacağına inanıyoruz.
Saygılarımızla.
1
Varlığın Birliği İlkesi
Varlık, sonsuz olan Yaradan'ın tezahürü ya da Yansımasıdır. "Varlığın Bir’liği" İlkesi'ni anlamaya çalışırken önce, Yaradan kavramını ele almak gerekecektir. ....
Yaratılanların Birliği
Yaratılanlar, yani yine Varlığın sebep olduğu ve de sonsuz boyut, mekân ve zamana dağılarak çokluk hâlinde tezahür eden Varlıklar (mevcudat), aynı özü taşıdıklarından ve aynı Yaratılış Kanunu'na tâbi olduklarından Bir ve Tek'tirler.
2
Varlıksal Eşitlik İlkesi
Tüm Varlıklar varoluşları bakımından Yaradan karşısında mutlak olarak eşittirler. Varlıksal Eşitlik İlkesi, Varlığın Bir’liği İlkesi'nin doğal bir sonucudur. Bir olan Varlık, farklı ve eşit olmayan formlar içinde olmakla beraber, aynı parlaklıkta tezahür etmiştir.
Varlığın Bir’liği İlkesi'nden Varlıksal Eşitlik İlkesi'ne
Varlıklar ayrı ayrı değil, tek bir Kanun'a bağlı olarak ve aynı Varlıksal İlkeleri bünyelerinde taşıyabilecek şekilde yaratılmışlardır. Bu sebeple Bir olan Varlık, Tanrı karşısında olduğu gibi birbirleri karşısında da eşittir.
3
Seçme Özgürlüğü İlkesi
Tezahür âlemindeki çokluğun ve çeşitliliğin sebebi olan Seçme Özgürlüğü, kâinattaki tüm Varlıkların özünde mevcut olan temel ilkelerden biridir. Bu ilke, yine her Varlığın özünde mevcut olan Varlıksal Eşitlik İlkesi'nin doğal bir sonucudur.
Seçme Özgürlüğü Varlıksal Eşitlik İlkesi'nden Kaynaklanır
BIR olan Yaradan tek bir eylemle Varlığın özünü var etmiştir. Bu eylem, formlara bürünerek tezahür edecek olan Varlığın yapısını Tanrısal İlkeler'le donatmıştır. Aynı Varlıklar bir seferde yaratıldıkları için özde BİR'dirler ve özlerinde aynı Varlıksal İlkeler'i taşıdıkları için de Tanrı karşısında ve bunun doğal sonucu olarak birbirleri karşısında da kayıtsız şartsız eşittirler. İşte, bu Eşitlik İlkesi'dir ki Varlıklara sinirsiz bir Seçme Özgürlüğü sağlar.
VARLIKSAL İLKELER

4
Varlıksal İradelerin
Çelişmezliği İlkesi
Her Varlık özünde taşıdığı Seçme Özgürlüğü İlkesi'ne göre iradesini dilediği yönde kullanarak, dilediği şekilde tezahür eder. Hiç kuskusuz bu tezahür, Varlıkların öz Birliğinden ya da aynı ilke ve kanunlara göre hareket etmelerinden dolayı essiz bir ahenkle gerçekleşir. Bütün iradeler birbirine uygundur; hiçbir irade diğerini engelleyemez, ona zıt olamaz ve onu yok edemez. Her zaman ve mekânda geçerli olan Varlıksal İrade Uygunluğu İlkesi, Yaratılışın, Tezahür Kanunları'yla beraber sürekli oluşunu gösterir. Yani her Varlık Merkez'deki Nur'u sonsuzluğa iletir. Varlık istese de bunun aksini yapamaz. Seçme Özgürlüğüne sahip olan Varlık, Yaratılış Işını'nı, bir zaman ve mekândan diğer bir zaman ve mekâna nakletmekle vazifelidir.
5
Varlığın Bildiğinden
Sorumlu Olduğu İlkesi
Kâinatın bütün sorumluluğu tek bir Varlığın üzerine yüklenmemiştir; her Varlık omuz vermiş ve bu Kozmik Sorumluluk paylaşılmıştır.
Varlık tezahür âleminin derinliklerine daldıkça zorlanır ve yüklendiği sorumluluğun kapsamı daralır. Dönüsünde ise, Tezahür Merkezi'ne yaklaştıkça artan bilgisine paralel olarak sorumluluğunun kapsamı genişler. Aslında bir noktadan sonra sorumluluk da ortadan kalkar, çünki bundan böyle Varlık sadece gerekeni yapmaktadır.
....
Varlık Bildiğinden Sorumludur
Kâinat bir Hizmet ve Vazife ortamıdır. Her Varlık tezahür ederek bu Kozmik Vazife'nin kendisine düsen payıyla meşgul olur. Vazifesini kendi seçen Varlık, bilgisini de vazifesine uyacak seviyeye ayarlar. Bu durumda Varlık, Kozmik Vazife'nin sadece kendi bilgisine göre yürüttüğü kısmından sorumludur; kendi bilgisinin dışında kalan kısımlar Varlığın sorumluluğunda değildir. Başka bir ifadeyle, Varlık, tezahür sürecine bilgisi oranında katılır.
